Yedikule Zindanları Müzesi - Yedikule Hisarı

Yedikule Zindanları Müzesi – Yedikule Hisarı

Yedi Kule Zindanları ilk olarak zindan amacı ile yapılmamıştır. Bizans döneminde misafir olarak gelen kralları ve başka ülkelerin önemli misafirlerini ağırlamak için inşa edilmiştir. Bizansın 4 kuleye ek Fatih Sultan Mehmet İstanbul’un fethinden sonra 3 kule daha inşa ettirerek kule sayısını 7’ye çıkartmıştır.

Duymadikbiz olarak bu tarihi yapıyı ziyaret etmenizi önereiriz. Yedi Kule Zindanları Müzesini ziyaret etmek için https://www.yedikulehisari.com/onlinerezervasyon/ sayfasından online randevu almanız gerekmektedir.

Yedikule Zindanları Müzesi ve Adları

Yedikule Zindanları 7 adet kuleden meydana gelmektedir. Dört tanesi Bizans üç tanesi de Osmanlı döneminden kalmaktadır. Yaşanan olaylardan ötürü bu kulelerin her biri farklı isimlerle adlandırılmaktadır.

Yedikule Zindanları Giriş Ücreti Ne Kadar ?

Ülkemizin en eski açık hava müzelerinden olan Yedikule Hisarı diğer adıyla Yedikule Zindanları ücretsizdir. Hergün 09:00 ila 18:00 arasında ücretsiz olarak gezebilirsiniz.

Yedikule Zindanları Nerede ?

Yedikule Zindanları, İstanbul’un ve Türkiye’nin en eski açık hava müzelerinden birisidir. İstanbul ‘un müzeleri ile ünlü olan Fatih ilçesinde bulunmaktadır.

Yedikule Zindanları Kuleleri

Yedikule zindanların adındandan anlaşılacağı üzere yedi kuleden oluşan eski ve tarihi bir zindandır. Bu kuleler kısaca şöyledir ;

Genç Osman Kulesi

Bu kuleye Osmanlı tarihinin en genç padişahlarından biri olan Genç Osman’ın adı verilmiştir. Padişah Genç Osman’ın katledildiği yerin bu bölgenin ikinci katında olmasından dolayı bu kuleye Genç Osman Kulesi adı verilmiştir.

Cephanelik Kulesi

Adından da anlaşılacağı gibi devlete bağlı olduğu süreçte bu kule cephane deposu olarak kullanılmıştır. Ayrıca iki hapishane dışında devlet suçlularının hapsedildiği zindanlardan da birisiydi. Yapıyı ziyaret ettiğinizde kirişle tutturulmuş ahşap katları görebilirsiniz.

Üçüncü Ahmet Kulesi

Bu kule günümüze kadar dayanamamış ve  zamanla oluşan depremler nedeniyle yıkılmıştır. III. Ahmed’in adını almasının sebebi yapım ve onarımına bu padişah tarafından büyük katkı yapmış ve katlarının kirişlerle tutturulmasını sağlamış olmasıdır.

Hazine Kulesi

Hemen üstteki başlık Yedikule Zindanları’nın Kronolojisi’nde de göreceğiniz gibi bu hisar bir dönem hazinelerin muhafaza edildiği yerdi. Devletin sahip olduğu bu hazine, Hazine Kulesi’nde tutulurdu. Fakat daha sonra III. Murad döneminde hazine saraya aktarıldı. Kulenin tarihindeki bir diğer olay ise, hemen yanında bulunan Yanan Kasır köşkünde çıkan yangından etkilenmesi fakat daha sonra onarılmasıdır. Köşkün “yanan” sıfatını almasının sebebi de bu yangındır.

Zindan Kulesi

Bu kule aynı zamanda Kitabeler Kulesi adıyla da anılır. Zindan olarak kullanılan iki kuleden birisidir. İçinde bulunan ahşap katlar çıkan yangınlarda yanarak hasar görmüştür.

Top Kulesi

Oluşan yangın nedeniyle zarar gören diğer kulelerden biridir. Eskiden Hapishane olarak da kullanılmıştır. 

Bayrak Kulesi

Altın Kapı’nın üstündeki kuledir. Günümüzde Yedi kule arasında en sağlam olanıdır. Sancağın dalgalandığı yer olması nedeniyle yeniçeriler burada nöbet tutardı. Sancağın burada olması nedeniyle Bayrak Kulesi adını almıştır.

Yedikule Zindanları’ndan Gelen Tuhaf Sesler Efsanesi

Kayıtlarda zindanların yerli ve yabancı eserlerin hapsedildiği bir yapı olduğu yazıyor fakat kayıtlarda yazmayan bir efsane halk arasında uzun yıllar boyunca dolaşıp durur. 

Bu hikaye özellikle Osmanlı İmparatorluğu’nun son yıllarıyla Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yılları süresince halk arasında yaygındı. Son yıllarda bu efsane de unutulmaya yüz tuttu. 

Efsaneye göre zindanlara hapsedilen esirler arasında bir pagan bulunmaktadır ama ne zindan görevlileri ne de diğer komutanlar bu adamın bir pagan olduğunun farkına varamazlar. Onu Avrupa devletlerinde üst düzey devlet görevlisi bir misyoner zannederler. Bazı gardiyanlar onun casus olduğunu söylerler ve türlü işkencelere maruz bırakırlar. 

İşkenceler zaman içinde o kadar abartılır ki yeni işkence türlerini bile bu casusun üzerinde denerler. 

Pagan kendini acıyla eğitmiş olduğundan acıya dayanıklıdır. Ne işkencecilerin istediği itirafları yapmaktadır ne de acı dolu çığlıklar atar. Bu da her geçen gün işkencenin dozunun artmasına sebep olur. 

Sonunda Pagan, bu işkencelere dayanamaz. Ölüm anında anlaşılmaz bir dilde arada antik Latinceye benzer kelimeler kullanarak dua tarzı sözler söyler tabi o sırada kimse bu sözleri önemsemez. 

Paganın cesedi umulmadık bir hızda eriyip gider. Bu yaşananlar halk tarafından duyulur ve bazı insanlar paganın lanet okuduğunu düşünürler. 

Ölen paganın dileği işkence edenlerin ruhlarının Mesih dünyaya gelene kadar zindanların arasında kalması ve geldiğinde de serbest kalıp hesap vermesidir. İşte bu yüzden de Yedikule Zindanları’nda bazen çığlıklar hatta Latinceye benzer sözler duyulur. 


Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Yorumlar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir